Yalnız gaflet ve tenbellik haysiyetiyle bir ihtimal-i zarar-ı dünyevi olabilir. Halbuki feraizin terkinde doksan dokuz ihtimal-i zarar var. Yalnız gaflet ve dalâlete istinad eden tek bir ihtimal-i necat olabilir. Acaba, dine ve dünyaya zarar olan ihmal ve feraizin terkine ne bahane bulunabilir? Hamiyet nasıl müsaade eder? Bâhusus, bu güruh-u mücahidin ve bu yüksek meclisin ef’ali taklid edilir. Kusurları ya taklid veya tenkid edilecek. İkisi de zarardır. Demek onlarda hukukullah, hukuk-u ibadı da tazammun ediyor.

Sırr-ı tevatür ve icma’ı tazammun eden hadsiz ihbaratı ve delâili dinlemeyen ve safsata-i nefis ve vesvese-i şeytandan gelen bir vehmi kabul eden adamlarla hakikî ve ciddî iş görülmez.

şu inkılâb-ı azimin temel taşları sağlam gerek!.. şu meclis-i âlinin şahsiyet-i mâneviyesi, sahib olduğu kuvvet cihetiyle, manay-i saltanatı der-uhde etmiştir. Eğer şeair-i İslâmiye’yi bizzat imtisal etmek ve ettirmekle, ma’nay-ı hilâfeti dahi vekâleten der-uhde etmezse; -hayat için dört şeye muhtaç, fakat an’ane-i müstemirre ile günde lâakal beş defa dine muhtaç olan- şu fıtratı bozulmayan ve lehviyat-ı medeniye ile ihtiyac-ı ruhiyesini unutmıyan milletin hacat-ı diniyesini Meclis tatmin etmezse; bilmecburiye ma’nay-ı hilâfeti tamamen kabul ettiğiniz, isme ve lâfza verecek.. o manayı idame etmek için kuvveti dahi verecek. Halbuki Meclis elinde bulunmıyan ve Meclis tarikıyla olmıyan böyle bir kuvvet inşikak-ı asaya sebebiyet verecektir. İnşikak-ı Asa ise; ya zıddır. Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî daha metindir. Ve tenfiz-i ahkâm-ı şer’iye daha ziyade muktedirdir. Halife-i şahsî, ancak ona istinad ile vazaifi der-uhde edebilir. Cemaatın ruhu olan şahs-ı ma’nevî, eğer müstakim olsa, ziyade parlak ve kâmil olur. Eğer fena olsa, pek çok fena olur. Ferdin iyiliği de fenalığı da mahduttur. Cemaatın ise, gayr-ı mahduttur.

Harice karşı kazandığınız iyiliği, dahildeki fenalıkla bozmayınız. Bilirsiniz ki; ebedî düşmanlarınız ve zıdlarınız ve hasımlarınız, İslâm’ın şeairini tahrib ediyorlar.(20) Öyle ise, zarurî vazifeniz şeairi ihya ve muhafaza etmektir. Yoksa şuursuz olarak şuurlu düşmana yardımdır. şeâirde tehavün, za’f-ı milliyeti gösterir. Za’af ise düşmanı tevkif etmez, teşçi’ eder. “(21)

Yükleniyor...