yine aynı tarihte İctihat Kütübhanesi sahibi Ahmed Ramiz tarafından tab' ettirilen Nutuk-1 eseri de beraber tab’ edilip çıkmıştı.Böylece 1911-1912 tarihleri arasında bastırılıp istifadeye arz olunan eserleri dokuzu bulmuştu.

Bu eserlerin bazılarının kapaklarında Rumî veya Hicrî belirtilmeksizin tarihler yazılmıştır. Bu tarihlerden bazıları Hicri, bazıları da Rumi olduğu anlaşılmaktadır. Mesela Arabi el-Hutbet üş-şamiye’nin ikinci baskı kapağında 1330 yazılmış. Bu tarih kesinlikle Hicrî olması lazımdır ki Milâdî 1912’dir. Çünki eğer 1330 Rumi olsa, 1914 eder ki: Birinci Cihan Harbî’nin başlangıcı ve Bediüzzaman'ın çoktan Van'a gitmiş olduğu bir zamandır.

Keza, Münâzarât eserinin kapağında 1329 yazılmış. Hicrî hesaba göre olsa, Miladî 1911’dir ki, Bediüzzaman’ın şam’dan İstanbul’a döndüğü tarihtir. Eğer bu tarihi Rumî kabul edersek, 1913 olur ki, Bediüzzaman Hazretleri Van'a çoktan gelmiştir ve hakeza...

Bu taksimata göre, kesin kanaata varabiliriz ki; Bediüzzaman’ın mezkur dokuz tane eserinin hepsi 1911 Temmuzu’ndan 1912 Ekimi’ne kadar bir zaman içinde bastırılmıştır. Çünki 1911’de Hicrî takvimin sene başısı olan Muharrem ayı 2.Ocak’tadır.(*) Rumi sene başısı ise, her zaman Miladi 14 Mart olduğundan, 1912’nin Hicri senesi başı ve evvellisinde Rumî takvim 1327 ve Miladi 1912 eder.

Buna göre, Bediüzzaman Hazretleri Rumeli seyahatından döndükten sonra, eserlerinin tab' işine hemen geçmişse Temmuz 1911’den, Ekim 1912’sine kadar 14 ay zarfında kitaplarının baskı işi bitmiş oluyordu. O sırada Balkan Harbi de aleyhimize neticelenmiş, Kosova vilâyeti istilaya uğramıştı. Kosova'da yaptırılmasına başlanan Darülfünun böylece inkıta’a uğramış oluyordu. Oraya tahsis edilen yirmi bin altını, Bediüzzaman Van Medreset-üz Zehra'sı için talep etmiş ve bu talebi kabul edilmişti. Böylece Bediüzzaman'ın bu defaki muvaffakiyet gösteren iki senelik seyahatı çok büyük faide vermiş ve semeredâr olmuştu. Zira o güne kadar vücuda getirmiş olduğu bütün eserlerini bastırmış, Van Medreset-üz Zehra’sına da yirmi bin altın lira tahsisi gerçekleşmiş ve hemen onun temeline harcanmak üzere hükûmetçe Van valiliğine yirmi bin altından ilk bölüm bin altının Bediüzzaman'a teslim edilmesine emir verilmişti.

Bu duruma göre Bediüzzaman Hazretleri herhalde 1912’nin Ekim veya Kasım ayında Van'a gitmek üzere İstanbul’dan ayrılmış olması lâzımdır.

Yükleniyor...