“Tanin” Gazetesi, İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin Avrupaî ve lâik fikrini savunan grubun nâşir-i efkârı durumunda olduğu gibi, onun baş muharriri Hüseyin Cahid’de bu fikrin lideri, müdafii ve mürevvicidir. Dolayısıyla dinin inkişaf ve hareketlerine karşı bir kişidir.

Nitekim Hüseyin Cahid, Türkiye Cumhuriyeti döneminde “Yalçın” soyadını alarak “Hüseyin Cahid Yalçın” olmuş ve kafasındaki Avrupaî fikir dokusunu daha iyi bir zeminde örmeye devam etmiştir.

“Tanin” gazetesini 1926 yılına kadar devam ettirip, daha sonra Ulus gazetesi baş muharrirliğini üstlenen Hüseyin Cahid Yalçın, aynı fikir etrafında yazılar yazmıştır. Hatta 1 Aralık 1954'de 80 yaşında iken, bir yazısından dolayı tutuklanmış, Fakat 17 Mart 1955'te Celal Bayar onu afv ederek serbest bırakmıştır. Nihayet Hüseyin Cahit Yalçın, 17 Ekim 1957'de seksen üç yaşında iken vefat etmiştir. Allah kusurlarını afv etsin.

İşte böyle bir insan ve o zaman öyle bir gazete (Tanin gazetesi), o hay u hûy içinde ve hergün birkaç kişinin i'dam olduğu günlerde, insaf ve hakperestliği ifadeden geri kalmamış, onun gazetesi Bediüzzaman'ı layık olduğu şekilde sena ederek masumiyeti hakkındaki haberi yaymıştır.

Ceride-i Sofiye ve Tanin gazetesinin bu haberlerine göre, Bediüzzaman Hazretleri 31 Mart olayında sadece 23 gün hapis ve nezaratte kalmış oluyor. Çünki, 31 Mart hadisesi, Miladi 13 Nisan'da başlamış, onbir gün isyan hareketleri devam etmiş, onbirinci gününde, yani 24 Nisan'da Hareket Ordusu müdahale etmiş ve bastırmıştır. Bediüzzaman ise, Ceride-i Sofiye’nin haberine göre, 30 Nisan 1909 Cuma günü tutuklanmış.. Ve Tanin gazetesinin haberine göre, 23 Mayıs 1909, pazar günü baraet ederek serbest bırakılmıştır.

Bundan sonraki durum, Bediüzzaman’ın Divan-ı Harb mahkemelerindeki müdafaalarından anlaşıldığı vechile,(179) tahliye olduğu tarihten bir gün sonra, yani 25 Mayıs 1909 salı günü Divan-ı Harb-i Örfî 1 nolu mahkemesinde yaptığı müdafaalarından sonra da beraat etmiştir.

Buna göre, 31 Mart vak'asının Bediüzzaman'la ilgili genel bir durumu şöyle tasvir edilebilir:

1909 senesi Nisanı sonunda isyanın bastırılmasıyla başlayan yakalamalar, tevkifler ve sonra da İstanbul'da üç yerde kurulan Divan-ı Harb mahkemelerince yapılan muhakemeler, idamlar ve tecziyeler sürerken, Bediüzzaman Hazretleri kısa bir zaman zarfında beraat almış, işine gitmiştir.(180)

BEDiüZZAMAN'IN MüDAFAALARI

Bediüzzaman Said-i Kürdî ismiyle o zamanlar sît ve şöhreti afakı kaplamış olan Said-i Nursi Hazretleri’nin 31 Mart Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesi’nde yaptığı müdafaalarına; ve Hilafet-i İslâmiye ve Osmanlılığın, hatta dinin ve mukaddesatın yok edilmesini planlayarak bataklık bir zeminde tuzaklarını kuran gizli münafıkların plân ve desiselerini tek tek meydana koyan merdane, kahramanane ifşaatına geçmeden önce, aynı hadisede

Yükleniyor...