Demek elfaz ve manalar arasındaki tenasüb, kelimeler arasında vukua gelen iştikak ve tenasülün neticesidir.
اِعْلَمْو اِنَّ ابْنَ آدَمَ وَ بِنْتَ حَوَّاءَ لَمُحْتَاجٌصصص الخ
Âdem oğlu ve Havva kızı olan insanın
(1) Şu baştaki iki nevi ilmin tarifine dair kısmı, i’lemin son kısmı olup “Elhasıl” diye mes’eleyi hülasa ediyor. Fakat merhum mütercim-i muhterem, onu en başa alıp öylece tanzim etmiş, ben de ilişemedim. (Nâşir)
biri fiilî, diğeri infialî olmak üzere iki çeşit ilmi vardır. Fiilî olanı, fikrinden harice in’ikas eder ki, buna inşa denir. İnfialî ise, hariçten fikrine intikal eder, buna haber denir. Birinci kısımda menşe’ fikirdir. İkinci kısımda menşe’ hariçtir. İnsan şu inşa ve haber denilen ilimler ile kâinata olan ihtiyaçlarını tatmin eder.
Şöyle ki; heveslerini, isteklerini tatmin için temenniyatta bulunur. Hırsını teskin için ricalarda bulunur. Meyl-ül istikmalini terbiye etmek, beslemek için istifham eder. Hakka bağlılığını izhar için kasem eder. Yardımlaşmaya meyl-i ihtiyacından dolayı nida eder. Güzelliklere olan meylini nümalandırmak için emreder. Kötülükten nefretini yerleştirmek için nehyeder. Onda hissiyatın mecali tevessü’ etmesiyle, çoğalan hacetlerin cetvellerini sed etmek için, akd alış verişini yapar. İşte bu gibi
____________________________________
Yükleniyor...