Bir hatırlatma ve bir i’tizardır

Merhum Abdülmecid Efendi’nin tercümesi olan Türkçe Mesnevî’de, Arabî ‘Zehre Risalesi’ yerine, Onyedinci Lem’a olan Notalar Risalesi olduğu gibi konulmuş. Halbuki o Notalar ise, Zehre Risalesi’nden başka, diğer risalelerden de muhtelif bazı parçalar alınmış olduğuna, Notaların başındaki Mukaddeme’de Hazret-i Üstad tarafından beyan buyurulmuştur. Hem ‘Zehre’nin, Notalara geçen yirmibeş i’lemlerinden yalnız onyedisidir. Geri kalan sekiz tane i’lemler, Molla Abdülmecid tarafından tercüme edilmediği gibi, Notalarda da yoktur. Hem de Zehre’nin, Notalardaki i’lemleri Arabî Zehre Risalesinin sırasına göre değildir. Meselâ en sonundaki i’lemler, Notaların baş kısmında dercedilmişlerdir.

Hülasa: Zehre Risalesi’yle Onyedinci Lem’a olan Notalar, muhteva, şekil ve terkibce ayrı ayrı şeylerdir. Şu halde, bu fakir Zehre’yi Zehre olarak muhafaza etmek için Hazret-i Üstad tarafından tercüme edilip Notalar ismini alan Zehre’ye ait i’lemlerini arabî aslında bulunan çok cüz’î bazı ziyadeliklerden başka, teberrüken olduğu gibi alarak, tercüme edilmemişlerini de tercüme ederek, Zehre’deki i’lemlerin sırasına göre dercedip ve başlarında yazılı (Birinci Nota, İkinci Nota…) olarak değil; belki (İ’lem, İ’lem…) diye aynen yazmayı daha muvafık buldum.

Ancak, Hz.Üstad Notalar’a geçen kısmını “Zehre”deki aslına tam riayet etmiyerek, genişçe ve serbest bir tercüme tarzında yapmış olduğundan; biz de, asl-ı Arabîsini aynen muhafaza etmek değil, Üstadın tefsirli tercümesini olduğu gibi –bu risaleye mahsus olmak üzere– almayı uygun bulduk. (A.B.)

Mütercim



____________________________________


Yükleniyor...