İKİ HUSUSİYETLİ MÜHİM BİR NOT
irinci Husus: Siyah yazılmış kısım
{ Siyah olarak yazılmış kısmın, Arapçasıyla birlikte, Hz. Üstad tarafından takrirli ders tarzında Türkçe söylenmiş, Arapçasını da beraber dercedilmiştir. Arkasında gelen, normal harflerle olanı fakirindir. –Abdülkadir Badıllı–}
Hz. Üstad tarafından1951 yıllarında Emirdağında Barlalı Sıddık Süleyman ve Bedreli merhum Santral Sabri hocaya verilmiş olan takrirli, tefsirli ders tarzındaki tercüme kısmıdır. Cenab-ı Üstad bu dersi verirken, önce eserin Arapça metninden bir bölüm okuyup Türkçeye çevirerek söylemiştir. Dinleyen talebeleri de o dersi not almışlardır. Biz de bu mübarek takrirli tercümeyi –Arabî metniyle birlikte– tercümemizin başında teberrüken aynen alıyor ve onu tercümemize bir kılavuz ittihaz ediyoruz. Ancak, Arabî metnin aslına göre, bazı yerlerinde azıcık rekaketleri hasebiyle, düzelterek aldık.
Bizim tercümemizin de, bu takrirli ders tarzında olmasına canibimizce mümkün olmamaktadır. Zira, Cenab-ı Müellif Hz.leri kendi te’lifinde yaptığı bu gibi tasarrufa ve bir nevi tefsirli tercümeye, başkasının da aynı şeyi yapmağa –bence– salahiyeti yoktur.
�kinci Husus: Hz. Üstadın mezkûr takrirli tercümeyi söyleyip yazdırırken, onun üst tarafına tercüme edilenin Arabi metninden aynı miktarı da koymuştur. Ve bu ders, Emirdağ Lâhikasında aynen neşredilmiştir. Biz de aynen o tarzda tercümemizi yürütmek istiyorsak da okuyucuların bir çoğu Arapçayı bilmediğinden hatta okuyamadığından, Arapça metnini müdakkik âlimlere harekelttirerek, kitabın arkasına ilave eyledik.
ومن اللّٰه التوفيق
Abdülkadir Badıllı
irinci Husus: Siyah yazılmış kısım
{ Siyah olarak yazılmış kısmın, Arapçasıyla birlikte, Hz. Üstad tarafından takrirli ders tarzında Türkçe söylenmiş, Arapçasını da beraber dercedilmiştir. Arkasında gelen, normal harflerle olanı fakirindir. –Abdülkadir Badıllı–}
Hz. Üstad tarafından1951 yıllarında Emirdağında Barlalı Sıddık Süleyman ve Bedreli merhum Santral Sabri hocaya verilmiş olan takrirli, tefsirli ders tarzındaki tercüme kısmıdır. Cenab-ı Üstad bu dersi verirken, önce eserin Arapça metninden bir bölüm okuyup Türkçeye çevirerek söylemiştir. Dinleyen talebeleri de o dersi not almışlardır. Biz de bu mübarek takrirli tercümeyi –Arabî metniyle birlikte– tercümemizin başında teberrüken aynen alıyor ve onu tercümemize bir kılavuz ittihaz ediyoruz. Ancak, Arabî metnin aslına göre, bazı yerlerinde azıcık rekaketleri hasebiyle, düzelterek aldık.
Bizim tercümemizin de, bu takrirli ders tarzında olmasına canibimizce mümkün olmamaktadır. Zira, Cenab-ı Müellif Hz.leri kendi te’lifinde yaptığı bu gibi tasarrufa ve bir nevi tefsirli tercümeye, başkasının da aynı şeyi yapmağa –bence– salahiyeti yoktur.
�kinci Husus: Hz. Üstadın mezkûr takrirli tercümeyi söyleyip yazdırırken, onun üst tarafına tercüme edilenin Arabi metninden aynı miktarı da koymuştur. Ve bu ders, Emirdağ Lâhikasında aynen neşredilmiştir. Biz de aynen o tarzda tercümemizi yürütmek istiyorsak da okuyucuların bir çoğu Arapçayı bilmediğinden hatta okuyamadığından, Arapça metnini müdakkik âlimlere harekelttirerek, kitabın arkasına ilave eyledik.
ومن اللّٰه التوفيق
Abdülkadir Badıllı
Yükleniyor...