ateşini söndürmeye, azgın ve azılı sıfatları öldürmeye, yırtıcı, paralayıcı zahir ve bâtın askerleri tepelemeye yetişir. Zâten Risale-i Nur, bu fitne ve fesat ve bu yangınları söndürmeye me'murdur. Ve bunun için doğmuş ve gelmiştir diyoruz.

Erenler, evliyalar, şehidler ve fâtihler yatağı olan bu mübarek vatanda yetişen bu mübarek ve meymenetli, şecî' ve asil milletin

فَسَوْفَ يَاْتِ اللّٰهُ بِقَوْمٍ

işaretiyle -indallah- ne kadar mergub ve mahbub ve cengâver olduklarına yine bel bağlıyoruz.

Risale-i Nur'a sahib olanlarda hırs ve hiddet zevale yüz tutar, zulmet ve şehvet erir. Cehalet ve şekavet ateşi söner. Tabiat uykusu azalır. Gaflet uykusu kalkar. Kara ve çirkin, bozuk ve uyuşuk kanlar düzelir. Nefes ve kalb işler. Kan boruları birer mecra-i Nur olur. Hubb-u dünya ve meyl-i mâsiva kalmaz. "Ene" ve "Ente" gider. Yetmiş bin diye söylenen perdeler kalkmağa ve "Varlık Dağı" delinmeğe başlar.

اِرْجِع۪ى اِلٰى رَبِّكِ

den sesler gelir. Vuslat yolu

Yükleniyor...