يُولِجُ الَّيْلَ فِى النَّهَارِ وَ يُولِجُ النَّهَارَ فِى الَّيْلِ
âyetinin sarahatıyla zemini döndürüp, gece-gündüz sahifelerini yapan ve çeviren, yevmiye hâdisatıyla yazan değiştiren aynı zât, aynı anda, en gizli, en cüz'î olan kalblerin hatıratlarını dahi bilir ve iradesiyle idare eder. Ve mezkûr fiillerin herbiri bir tek fiil olduğundan, zarurî olarak, onların fâili dahi bir tek vâhid ve kadir olan fâil-i zülcelallerinin, bedahetle öyle bir kibriya ve azameti var ki: Hiçbir yerde, hiçbir şeyde, hiçbir cihetle, hiçbir şirkin hiçbir imkânını, hiçbir ihtimalini bırakmıyor, köküyle kesiyor. Madem böyle bir kibriya ve azamet-i kudret
Yükleniyor...