ق
-
اِذَا وَازَنْتَ بَيْنَ حَوَاسِّ حُوَيْنَةٍ خُرْدَب۪ينِيَّةٍ وَ حَوَاسِّ اْلاِنْسَانِ تَرٰى سِرًّا عَج۪يبًا
ق
-
اِنَّ اْلاِنْسَانَ كَصُورَةِ يٰسٓ كِتُبَتْ ف۪يهَا سُورَةُ يٰسٓ
Maddiyyunluk manevî taundur ki, beşere şu müdhiş sıtmayı tutturdu, gazab-ı İlahîye çarptırdı. Telkin, taklid, tenkid kabiliyeti tevessü' ettikçe, o taun da tevessü' eder.
En bedbaht, en muzdarib, en sıkıntılı; işsiz adamdır. Zîrâ atalet ademin ammizadesi, mevtin biraderzadesidir. Sa'y, vücûdun hayatı ve hayatın yakazasıdır.
Ribanın kap ve kapıları olan bankaların nef'i; beşerin en fenası gâvurlara ve onların en zalimlerine ve bunların en sefihlerinedir. Âlem-i İslâma zarar-ı mutlaktır; mutlak beşerin refahı nazara alınmaz. Zîrâ gâvur, harbî ve mütecaviz ise, hürmetsiz, ismetsizdir.
Cum'ada hutbe; zaruriyat ve müsellematı tezkirdir, nazariyatı talim değildir. İbare-i Arabiyye daha ulvî ihtar eder.
Hadîs ile âyet müvazene edilse, görünür ki; beşerin en beliği dahi, âyetin belâğatına yetişemez ve ona benzemez.
Yükleniyor...