ise, bunlara karşı hareket ve fikriyatının esasları hangi ölçüler dahilinde olduğu anlaşılmış olmakla, bu makama tam uygun düşmüştür.
Zübeyr Ağabey’in not defterinden: Üstte Üstâd’ın yazısında mevzu edilen hocaların isimleri hakkında Zübeyr Ağabey şu malûmatı vermektedir: “Ankara’da bulunan hocalardan merhum Hoca Şükrü ve Konyalı Vehbî gibi ehl-i ilim meb’uslar arasında bu mev’zuda Üstâd ile muhalefetleri olunca, o zatlar Üstâd’a derler ki: “Efendim zaruret haramı helâl eder..”
Bediüzzaman: “Sû-i istimalden neş’et eden zaruret, haramı helâl edemez. Mesela: Sû-i isti’mal ile birisi içki içip sarhoş olsa, birisini katletse, bu adam katildir. Zira kendisi içkiyi içti, kendisi kendini sarhoş ederek bu cinayeti işledi” diyerek o hocaları susturur. (Not Defteri, Zübeyr Gündüzalp, s: 92)
Merhum gazeteci yazar Sinan Omur kanalıyla Hasan Basri Çan-tay’dan gelen bir hatıra: (Sinan Omur diyor)
“Hasan Basri Çantay bana demişti ki: “Üstâd Bediüzzaman’a M. Kemal’in şark Vilayetleri umumî vaizliği ve saireyi teklif etmesi, Üstâd’ın ona, Reis-i Cumhur seçildikten sonra söylediği nasihatları neticesinde olmuştur. Üstâd ona şöyle demişti: “Halim ol, selim ol, refik ol, şefik ol!..”
(Son şahitler-5, sh.244)
Medreset’üz-Zehra Hakkında Kanun Teklifi
Medreset-üz Zehra için Meclis’e verilen kanun teklifinin mahiyeti, hikayesi ve neticesi:
Üst tarafta, gerek Hazret-i Üstâd’ın beyanlarından, gerekse Ankara’daki hayatının seyrinden fehmederek arz etmeye çalıştığımız gibi; Üstâd Hazretleri Ankara’da din, millet ve memleket için can damarı hükmünde bir kaç hizmeti beraber yürütmek istiyor ve ona zemin hazırlamaya çalışıyordu. İşte onlardan birisi de; Van’da inşasını plânladığı Medreset-üz Zehra’sının hükümetçe kabulü için, kanun teklifinin Büyük Millet Meclisi’ne verilmesinden önce, hayli ön çalışmaları olduğu anlaşılmaktadır. İlk önce mevcut iki yüz meb’ustan, kanunu kabul edenlerin imza etmeleri için layiha imzaya açılmış, imzalar sırasında yapılan bazı ufak-tefek itirazlar ve Bediüzzaman’ın cevabları neticesinde, yüz altmış altı tane meb’us ona imzasını koymuştur.
Kanunun B.M.M’i tutanağındaki kaydı şöyle: 2-2-1339 Çarşamba günü (15 Nisan 1923 ) Kayseri meb’usu Âlim Efendi ile yüzaltmış altı meb’us arkadaşının imzalarıyla Meclis Reisi’ne sunulmuştu.
Zübeyr Ağabey’in not defterinden: Üstte Üstâd’ın yazısında mevzu edilen hocaların isimleri hakkında Zübeyr Ağabey şu malûmatı vermektedir: “Ankara’da bulunan hocalardan merhum Hoca Şükrü ve Konyalı Vehbî gibi ehl-i ilim meb’uslar arasında bu mev’zuda Üstâd ile muhalefetleri olunca, o zatlar Üstâd’a derler ki: “Efendim zaruret haramı helâl eder..”
Bediüzzaman: “Sû-i istimalden neş’et eden zaruret, haramı helâl edemez. Mesela: Sû-i isti’mal ile birisi içki içip sarhoş olsa, birisini katletse, bu adam katildir. Zira kendisi içkiyi içti, kendisi kendini sarhoş ederek bu cinayeti işledi” diyerek o hocaları susturur. (Not Defteri, Zübeyr Gündüzalp, s: 92)
Merhum gazeteci yazar Sinan Omur kanalıyla Hasan Basri Çan-tay’dan gelen bir hatıra: (Sinan Omur diyor)
“Hasan Basri Çantay bana demişti ki: “Üstâd Bediüzzaman’a M. Kemal’in şark Vilayetleri umumî vaizliği ve saireyi teklif etmesi, Üstâd’ın ona, Reis-i Cumhur seçildikten sonra söylediği nasihatları neticesinde olmuştur. Üstâd ona şöyle demişti: “Halim ol, selim ol, refik ol, şefik ol!..”
(Son şahitler-5, sh.244)
Medreset’üz-Zehra Hakkında Kanun Teklifi
Medreset-üz Zehra için Meclis’e verilen kanun teklifinin mahiyeti, hikayesi ve neticesi:
Üst tarafta, gerek Hazret-i Üstâd’ın beyanlarından, gerekse Ankara’daki hayatının seyrinden fehmederek arz etmeye çalıştığımız gibi; Üstâd Hazretleri Ankara’da din, millet ve memleket için can damarı hükmünde bir kaç hizmeti beraber yürütmek istiyor ve ona zemin hazırlamaya çalışıyordu. İşte onlardan birisi de; Van’da inşasını plânladığı Medreset-üz Zehra’sının hükümetçe kabulü için, kanun teklifinin Büyük Millet Meclisi’ne verilmesinden önce, hayli ön çalışmaları olduğu anlaşılmaktadır. İlk önce mevcut iki yüz meb’ustan, kanunu kabul edenlerin imza etmeleri için layiha imzaya açılmış, imzalar sırasında yapılan bazı ufak-tefek itirazlar ve Bediüzzaman’ın cevabları neticesinde, yüz altmış altı tane meb’us ona imzasını koymuştur.
Kanunun B.M.M’i tutanağındaki kaydı şöyle: 2-2-1339 Çarşamba günü (15 Nisan 1923 ) Kayseri meb’usu Âlim Efendi ile yüzaltmış altı meb’us arkadaşının imzalarıyla Meclis Reisi’ne sunulmuştu.
Yükleniyor...