LUKATA

Lukata, her hangi bir kimseye ait olmayan bir yerde bulunup, sahibinin kim olduğu bilinmeyen ve kendi kendini muhafaza edemeyen maldır.

Kendine güvenip hiyanet etmeyeceğini bilen kimsenin, böyle yitik bir şeyi bulduğu takdirde, muhafaza etmek gayesiyle alıp bir seneye kadar tarif etmesi sünnettir. Yoksa kendi kendine güvenemeyen bir kimsenin böyle bir yitiği alması mekrûhtur. Fasık, mürted ve kâfir, bir şey bulsalar kendilerinden alınıp bir âdile teslim edilecektir. Ve bir seneye kadar tarif edilecektir. Sahibi çıkmazsa onu bulan fasık veya kâfir ise kendisine verilecektir.

Zeyd bin Halid El Cüheni'den (R.A.) rivayet olunmaktadır:

"Resûlüllah (S.A.V.)'a altın ve gümüşün yitiğinden soruldu. Dedi ki: Cüzdan ve kesesini bir seneye kadar tanıt. Bilinmezse (sahibi) onu harca ve senin yanında emanet olarak kalsın. Birgün sahibi gelirse kendisine ver, yoksa senindir. Suali soran kimse bu defa deve yitiğini ona sordu. Bunun üzerine buyurdu ki: Ondan ne istiyorsun, onu bırak, onun ayakkabısı ve su tuluğu onunla birliktedir. Suya gider ve ağaç yer, sahibi onu buluncaya kadar. Davarı sorduğunda dedi ki: Onu al, o ya senin, ya kardeşinin veya kurdundur." (Buhari, Müslim)

Lukatanın üç rüknü vardır:

1) Almak.

2) Alınan.

3) Alan.

Remli'ye göre, bir şey görüldüğü yerde bırakıldığı takdirde zayi olma ihtimali kuvvetli olursa kendine güvenen kimsenin, alıp bir seneye kadar tarif etmesi vacibdir.

Hadisten de anlaşıldığı gibi deve, ceylan, güvercin gibi kendini yırtıcı hayvanlardan koruyabilen ehli hayvanları gören

Yükleniyor...