mazeretsiz işi bırakırsa diğer ortak çalıştığından çalışma ücretini isteyemez. Şayet yangın veya yağmacılık gibi bir olayla malın telef olduğunu iddia ederse bakılır. Eğer bu olay biliniyorsa yine yemin ile sözü makbuldür, aksi takdirde şahitlerin şehadetiyle sözü makbul olabilir.

Ortak olan kimse; "Ben bunu kendim için aldım veya ortaklık için aldım" dese, yine sözü yemin ile geçerlidir.

Ortak olan kimse bir şey satar ve diğer ortağın izni olmadığı halde "Sattığım şey şirket malından", olduğunu ileriye sürerse sözü geçersizdir.

Bir kimse avcılık yapmak üzere köpeğini veya tuzağını birisine vererek ortaklık yaparlarsa bu akit fasittir. Avcılıktan bir şey elde edilirse avcınındır.

KİRAZ (MÜDAREBE)

Kiraz, lügatta kesme mânasını ifade eder. İstilahta ise, bir taraftan sermaye, diğer bir taraftan çalışma olmak üzere bir nevi ortaklıktır. Buna mudaraba da denir.

Kiraz iki kısımdır:

Biri mutlak kirazdır ki: Zaman, mekân veya bir nevi ticaret veya muayyen bir kimse alış veriş yapmakla mukayyed olmayandır.

Diğeri, muayyen zaman ve mekân veya bir nevi ticaret veya muayyen bir kimse ile alış veriş yapmak ile mukayyed olan kirazdır.

Kirazın üç rükünleri vardır:

1 - Sermayeci - sermaye veren -,

2 - Sermayeyi çalıştıran,

3 - Sığa - icap ve kabul -,

Bu üç rükün tahakkuk etmedikçe kiraz da tahakkuk etmez.

Yükleniyor...