Münevverenin celâl ve şerefini hatırlar. Edep ve terbiyesini muhafaza eder. Kavga ve çekişmeden son derece sakınır. Çok ibadet ve dua eder. Kur'an-ı Kerim okur, namazını cemaatle kılar. Resûlüllahın Sünnet-i Seniyesine ittiba noktasına çok ehemmiyet verir. İmkân varsa oruç tutar ve Medine fakirlerine yardımda bulunur.

Resûlü Ekrem (S.V.) Medine-i Münevvereye hicret ettikten sonra onaltı ay kadar Beytül-Makdis'e doğru namaz kıldılar. Ondan sonra Resûlü Ekrem (S.V.), Mescidü'l-Kıbleteyn'de öğle namazını kılarken Kâbeye yüzünü çevirmesi için emri ilâhi geldi. Namazını bozmadan Resûlü Ekrem (S.V.) hemen Kâbeye yüzünü çevirdi. Bunun için iki kıbleli manasına gelen, Mescidü'l-Kıbleteyn ismi verildi bu Mescide.

Daha sonra Kuba mescidinin ziyaretine gider. Mümkün ise cumartesi günü olması daha efdaldır. Buhari ve Müslim'in rivayetine göre, Resûlü Ekrem (S.V.) her cumartesi günü Kuba mescidine gider, iki rek'at namaz kılar ve dua ederdi. Resûlü Ekrem (S.V.) buyuruyor ki:

"Kuba Mescidinde kılınan namaz Umre gibidir."

Medine-i Münevverede sekiz gün kadar kalmak büyük bir fazilettir. Ama şart değildir. Daha önce beyan ettiğimiz gibi Peygamber (S.V.)'in kabrini bir kere ziyaret etmek, sünnet yerine gelmiş olur. Resûlü Ekrem (S.V.) buyuruyor ki:

"Kim benim şu mescidimde kırk vakit namaz kılarsa, kendisine azab ateşi ve nifaktan birer berat yazılır."

Ancak şu var ki, Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevve-reden daha efdal olduğu ve Mekke-i Mükerremede yapılan ibadetin mükâfatı yüz bin, Mescid-i Nebivide bin olduğuna göre, Medine-i Münevverede sekiz gün kalırken Mekke-i Mükerre-mede iki üç gün kadar cüz'i bir miktar kalmak (Bu gün birçok otobüs şirketlerinin bunu yaptıkları gibi) doğru bir hareket değildir, Kabe-i Muazzamaya karşı hürmetsizliktir.

Memlekete dönmek istediği zaman Mescidü'l-Nebeviye iki rek'at namaz ile veda eder, sonra Resûlüllahın ve Ebubekir Essıddik ile Hz. Ömer'in huzuruna gider, Medine-i Münevvere'ye


Yükleniyor...