4 - Gönderenin veya asilin emrettiği şekilde hareket etmesi. Meselâ, Haccı İfradı kendisine emrettiği halde, Haccı Temettû yaparsa caiz değildir.

5 - Bedel gidenin ehil, yani mükellef olması.

6 - Bedel için her iki akidin haccın farz, vacip ve sünnetlerini bilmeleri lâzımdır. Binaenaleyh farz, vacip ve sünnetleri bilmeyen kimse âkid olamaz. Çaresi, bunları biribirinden seçemeyen kimsenin bilen bir kimseyi vekil edip akdettirmesidir.

7 - Meyyit hacca gitmek için kimi tayin etmiş ise onun gönderilmesi lazımır. Başkasını göndermek caiz değildir.

8 - Haccı Bedele giden kimsenin daha evvel kendi nefsi için hac farizasını eda etmiş olması. Kendi nefsi için hacca gitmemiş olan kimsenin bedel gitmesi sahih değildir.



RESÛLÜ EKREM (S.A.V.) EFENDİMİZİ ZİYARET

Müslümanın inandığı ve içinde sevgisi beslediği Resûlü Zişan'ın kabri şerifini ziyaret etmesi büyük mükâfata nail olmasına bir vesile olduğu gibi, vacibe yakın bir sünneti müekkededir. Resûlü Ekrem (S.A.V.) buyuruyor:

"Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, hayatta beni ziyaret eden gibidir."

Başka bir hadisde:

مَنْ زَارَ قَبْرِى وَجَبَتْ لَهُ شَفَاعَتِى

"Kabrimi ziyaret eden kimse için şefaatım hak olur." buyurmuşlardır.

Kadı İyad, Şifa-i Şerifinde diyor ki: Resûlü Ekrem (S.A.V.)'ın kabrini ziyaret etmek müslümanların âdetlerinden olduğu ittifakla kabul edilmiştir.

El-Hafız ibni Hacer de diyor ki: "Ziyaret-i Nebeviyye en faziletli amellerden ve Allah'a erdiren vesilelerden ve ümit

Yükleniyor...