yol bulunsa, sadece seferi namazı kılabilmek için uzun yoldan gitse, yine seferi namazı kılamaz. Fakat uzun olan yol daha kolay veya emniyetli olduğundan onu tercih ederse, seferi namazı kılabilir.

Bir kimse her hangi bir şeyi aramak için çıkar, nerede bulacağını ve yolculuğun ne kadar devam edeceğini bilemezse, seferi namazı kılamaz.

Uzun bir mesafeyi, kara veya deniz veyahut hava vasıtasıyla bir saatte veya daha kısa bir zamanda kat'ederse yine seferi namazı kılar. Kat'etmek istediği mesafenin uzun olup olmadığında şüphe ederse içtihad eder ve namazını vardığı kanaate göre eda eder.

Uzun bir yola çıkar, yolun ortasında geri dönmeye azm eder veya tereddüde düşerse yolculuk bitmiş sayılır. Devam eder veya geri dönerse yeni bir yolculuk sayıldığından, uzun ise seferi namazı kılar, yoksa kılmaz.

2- Yolculuğun caiz olması. Binaenaleyh hırsızlık yapmak veya yol kesmek için yola çıkan kimse veya kocasından izin almadan yola düşen bir kadın, seferi namazı kılamaz.

Borçlu olan bir kimsenin, borcunun vadesi gelmiş ve onu verecek bir durumda ise, borcunu eda etmeden veya borç sahibinden izin almadan yola çıkması caiz değildir. Çıktığı takdirde günahkâr olduğundan, namazını seferi olarak kılamaz. Fakat borcun vadesi gelmemiş ise veya eli dar olup eda edemeyecek bir halde ise, yola çıkmasında bir beis yoktur.

Masiyet işlemek için yola çıkar, fakat yolda tevbe ederse, tevbe ettiği yer ile gideceği yer arasında uzun bir mesafe varsa tevbeden sonra seferi namazı kılar. Yoksa kılamaz.

Bir kimse ticaret veya hac için yola çıkar, fakat günah işlerse, esas maksad mübah veya ibadet olduğundan, seferi namazı kılabilir. Ticaret için yola çıkar, sonra ticaretten vaz geçip hırsızlık yapmak için azm ederse, seferi namazı kılamaz. Hırsızlık yapmak için yola çıkar, sonra ondan vaz geçer ticaret yapmak için yola devam ederse, niyetini değiştirdiği yer ile gideceği yer arasında uzun bir mesafe varsa, seferi namazı kılar yoksa kılamaz.

Yükleniyor...