azab-ı Cehennem!" dedirtiyor.

Risale-i Nur bütün mizanlarıyla ve riyazî kat'iyyetiyle, her türlü hakaikı tam isbat etmesiyle; maddî ilim ve firavunane düşüncelerin neticesi ruhları zifiri karanlıkta olan bu zümrelerin mes'uliyetleri, geçen asırlardaki mütemerrid küfre nisbetle daha katmerli bir surette eşedd bir azaba inkılab edeceği sarahatle tezahür ediyor. Zira bu dehşetli asrın zındıkları, itiraz veya inkâr ettikleri hakaikın riyazî kat'iyyetini, iki kerre iki dört eder derecesinde bir kat'iyyetle, Risale-i Nur'da bizzât müşahede ettiklerinden ve onlar daha dünyada iken teslime mecbur olduklarından, sırf bir küfr-i inadî ile küfrü iltizam etmelerinden, iblise tâbi' bu bedbaht iblis hizmetçilerinin azabını, küfürleri gibi, eşedd-i azaba lâyık kılmaktadır.

Risale-i Nur tebşiratıyla, ihbar-ı gaybîleriyle, geçmiş asırların sâkinlerinin nazarlarını gıbta ve tahsin ile asrımıza baktırmaktadır. Verâset-i Nebevî yoluyla pek ulviyeti haiz ve ümmetin en mübecceli olan ve birinci safını teşkil eden ashab-ı kiramın, hususuyla Hazret-i Ali'nin (R.A.) keramet-i Aleviyeleri ve daha sonra muhakkikînin ve asfiyanın serfirazı Hazret-i Gavs'ın (K.S.) keramet-i Gavsiyeleriyle

Yükleniyor...