İşte bu temsile binaen "Âyinede hakiki güneşten başka birşey yoktur" denilmek ve âyineyi zarf ve içindeki güneşin vücud-u haricîsi murad olmak cihetiyle denilebilir. Âyinenin sıfatı hükmüne geçmiş münbasit aksi ve fotoğraf kâğıdına intikal eden resim cihetiyle, güneştir denilse hatadır. "Güneşten başka içinde birşey yoktur" demek yanlıştır. Çünki âyinenin parlak yüzündeki akis ve arkasında teşekkül eden resim var. Bunların da ayrı ayrı birer vücudu var. Çendan o vücudlar güneşin cilvesindendir, fakat güneş değiller.

İnsanın zihni, hayali, bu âyine misaline benzer. Şöyle ki:

İnsanın âyine-i fikrindeki malûmatın dahi iki vechi var: Bir vecihle ilimdir ve bir vecihle malûmdur. Eğer zihni o malûma zarf yapsak, o vakit o malûm mevcud-u

Yükleniyor...