İkinci Kelime:
Bir zâtın vücudunu ihsas eden en zahir, en kuvvetli eser, tekellümüdür. Bir zâtın kelâmını işitmek, bin delil kadar vücudunu, belki şuhud derecesinde isbat ettiği nokta-i nazarda, bu âyet-i kerime mana-yı işarîsiyle diyor ki: "Rabb-i Zülcelal'in vücudunu gösteren kelâm-ı İlahînin adedini, denizler mürekkep olsa, ağaçlar kalem olsa, yazsalar, bitiremezler. Yani bir zâtın böyle bir kelâmı vücuduna şuhud derecesinde delalet ettiğine bedel; Zât-ı Ehad-i Samed'e kelâmın mütekellime delaleti ve ihsası gibi hadd ü hesaba gelmeyen hadsizdir ki, umum denizlerin suyu mürekkep olsa, yazmasına kifayet etmez." demektir.
Üçüncü Kelime:
Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan hakaik-ı imaniyeyi umum tabakat-ı beşere ders verdiği için, tesbit ve tahkik ve ikna' etmek hikmetiyle, bir hakikatı zahiren tekrar ettiği
Bir zâtın vücudunu ihsas eden en zahir, en kuvvetli eser, tekellümüdür. Bir zâtın kelâmını işitmek, bin delil kadar vücudunu, belki şuhud derecesinde isbat ettiği nokta-i nazarda, bu âyet-i kerime mana-yı işarîsiyle diyor ki: "Rabb-i Zülcelal'in vücudunu gösteren kelâm-ı İlahînin adedini, denizler mürekkep olsa, ağaçlar kalem olsa, yazsalar, bitiremezler. Yani bir zâtın böyle bir kelâmı vücuduna şuhud derecesinde delalet ettiğine bedel; Zât-ı Ehad-i Samed'e kelâmın mütekellime delaleti ve ihsası gibi hadd ü hesaba gelmeyen hadsizdir ki, umum denizlerin suyu mürekkep olsa, yazmasına kifayet etmez." demektir.
Üçüncü Kelime:
Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan hakaik-ı imaniyeyi umum tabakat-ı beşere ders verdiği için, tesbit ve tahkik ve ikna' etmek hikmetiyle, bir hakikatı zahiren tekrar ettiği
Yükleniyor...