vermiş. Kur'an aleyhtarı o feylesof, mezkûr konferansında

سَبْعَ سَمٰوَاتٍ

âyet-i kerimesine ilişerek inkâr etmek istemiş. "Sema birdir, başka sema yok, fen bunu kabul etmiyor." demiş. Fakat ertesi gün, Risale-i Nur'un "İşarat-ül İ'caz" Arabî tefsirinde kırk sene evvel ona dair verilen cevabı görünce, devam ettireceği o konferansları terkederek İstanbul'dan ayrılmaya mecbur kalmış.

Bu kabîlden umum âlem-i İslâmın bir mübarek medresesi olan Câmi-ül Ezher'in kuvvetli iman sahibi talebelerine de bir hadîs hakkında şübhe vererek; onları aklı istimal etmiyerek naklen kabul ettirmek, İslâmiyetin de sair dinler misillü akıl dini olmayıp yalnız nakle istinad ettiğini telkin etmek gayesiyle bu nevi itirazlar Câmi-ül Ezher'de de vaki' olabilir diye hatırımıza geldi. İslâmiyet akıl dinidir. Kur'an-ı Hakîm'in pek çok yerlerinde

اَفَلَا يَعْقِلُونَ ٭ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ ٭ اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ

âyetleriyle akla havale ediyor. Kur'an-ı Hakîm'in ve keza tercüman-ı zîşanı olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın hadîslerinin

Yükleniyor...