Şöhret, insanın malı olmayanı dahi insana maleder.

* * *


Hadîs, maden-i hayat ve mülhim-i hakikattır.

* * *


İhya-yı din, ihya-yı millettir. Hayat-ı din, nur-u hayattır.

* * *


Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur; düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır.

* * *


Zaman ihtiyarlandıkça, Kur'an gençleşiyor; rumuzu tavazzuh ediyor. Nur, nâr göründüğü gibi; bazan şiddet-i belâgat dahi, mübalağa görünür.

* * *


Sıkıntı, sefahetin muallimidir. Ye's, dalalet-i fikrin; zulmet-i kalb, ruh sıkıntısının menba'ıdır.

* * *


Bir lokma kırk paraya, diğer bir lokma on kuruşa. Ağıza girmeden ve boğazdan geçtikten sonra birdirler. Yalnız, birkaç sâniye

Yükleniyor...