zeval-i lezzet de elemdir. Şâirlerin divanları, tasavvur-u zeval-i lezzetten gelen bir elem-i fikrînin birer feryadıdır.
Oh, yani Elhamdülillah dedirten, âlâm-ı maziyenin tasavvur-u zevali, verdiği lezzet-i ruhaniyenin ünvanıdır. Demek muvakkat lezzetten ziyade, muvakkat eleme tebessüm etmeli, hoş geldin demeli.
* * *
EVLENMELİ BEKÂRLIK, BÎKÂRLARIN KÂRIDIR
Bâkire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir. Bekâr, iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur. İzdivac, tasfiye tehzib eder.
* * *
S- Hangi cem'iyettensin, neden muhalefeti şiddetle tenkid ediyorsun?
C- Şüheda cem'iyetindenim. Tek bir veliyi inkâr veya istihfaf etmek, meş'umdur. Öyle ise, iki milyon evliyaullah olan şühedayı inkâr etmek ve kanlarını heder saymak, meş'umların en meş'umudur.
Zira muhalefet der: "Haksız olarak harbe girildi, hasmımız haklı idiler. Cihad değildi." İşte şu hüküm, iki milyon şühedanın şehâdetini inkârdır.
Bence en çok duamız bu olmalı:
اَللّٰهُمَّ لَا تَجْعَلْ بَاْسَنَا بَيْنَنَا
Bir hakikat var ki; en bedevî ve hattâ vahşî insanlar dahi o hakikata karşı serfüru-bürde-i itaât ve ihtiramdırlar: Bir aşiretten mütehasım iki kabile, haric bir hasım zuhûr etse, sevk-i tabiî ile dâhilî husumet ta'til edilir. Şâyan-ı istiğrabdır ki; medenî, münevver telakki edilenler, o vahşilerden çok aşağıdırlar; husumet-i hariciyenin zuhûruyla, dâhilî husumeti teşdid ederler. Eğer medeniyet ve fen böyle ise, insanın saadeti vahşet ve cehalettedir.
* * *
Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Şu kuzusuna süt, bu yavrusuna kay verir.
* * *
Oh, yani Elhamdülillah dedirten, âlâm-ı maziyenin tasavvur-u zevali, verdiği lezzet-i ruhaniyenin ünvanıdır. Demek muvakkat lezzetten ziyade, muvakkat eleme tebessüm etmeli, hoş geldin demeli.
EVLENMELİ BEKÂRLIK, BÎKÂRLARIN KÂRIDIR
Bâkire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir. Bekâr, iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur. İzdivac, tasfiye tehzib eder.
S- Hangi cem'iyettensin, neden muhalefeti şiddetle tenkid ediyorsun?
C- Şüheda cem'iyetindenim. Tek bir veliyi inkâr veya istihfaf etmek, meş'umdur. Öyle ise, iki milyon evliyaullah olan şühedayı inkâr etmek ve kanlarını heder saymak, meş'umların en meş'umudur.
Zira muhalefet der: "Haksız olarak harbe girildi, hasmımız haklı idiler. Cihad değildi." İşte şu hüküm, iki milyon şühedanın şehâdetini inkârdır.
Bence en çok duamız bu olmalı:
اَللّٰهُمَّ لَا تَجْعَلْ بَاْسَنَا بَيْنَنَا
Bir hakikat var ki; en bedevî ve hattâ vahşî insanlar dahi o hakikata karşı serfüru-bürde-i itaât ve ihtiramdırlar: Bir aşiretten mütehasım iki kabile, haric bir hasım zuhûr etse, sevk-i tabiî ile dâhilî husumet ta'til edilir. Şâyan-ı istiğrabdır ki; medenî, münevver telakki edilenler, o vahşilerden çok aşağıdırlar; husumet-i hariciyenin zuhûruyla, dâhilî husumeti teşdid ederler. Eğer medeniyet ve fen böyle ise, insanın saadeti vahşet ve cehalettedir.
Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Şu kuzusuna süt, bu yavrusuna kay verir.
Yükleniyor...